Abstract


EMİNE SEMİYE KÜLLİYATINA KATKI: “EMİN” HİKÂYESİNİN PSİKANALİTİK ÇÖZÜMLEMESİ

Emine Semiye (1864-1944), Tanzimat döneminin önemli isimlerinden tarihçi, hukukçu, devlet adamı Ahmet Cevdet Paşanın kızıdır. Aynı zamanda ilk kadın romancımız olarak kabul edilen Fatma Aliye Hanım’ın da kız kardeşidir. Adını II. Meşrutiyet yıllarındaki siyasi, sosyal ve edebî faaliyetleriyle duyurmuştur. Dönemi içerisinde aydın Osmanlı kadınları arasındadır. Siyasi ve sosyal hayat içinde oldukça etkin olan Emine Semiye Cumhuriyet sonrasındaki yıllarda ise kız çocuklarının eğitimine verdiği önemi fiiliyata geçirir ve Sivas, Adana, Ordu kız okullarında öğretmenlik yapar. Emine Semiye tüm bunların yanı sıra yazdıklarıyla da döneminde oldukça etkin bir isimdir. O, roman, hikâye, tiyatro gibi edebî türlerde yazmasının yanı sıra devrin sosyal ve siyasi hayatına katkı sağlayacak devrin çeşitli gazete ve dergilerinde de çok sayıda makaleler yazmıştır. Bu makalede onun daha önce yayımlanmamış ve Milli Kütüphane’de Emine Semiye’ye Ait Notlar başlığıyla yazma eserler kısmında bulunan kendi el yazısıyla yazdığı defterlerinde bulunan “Emin” başlıklı hikâyesi psikanalitik bir yaklaşımla çözümlenmiştir. Hikâyede bir okulda 11 yıldır bahçıvanlık yapan Emin’in 65 yaşını doldurduğu için emekliye sevk edildiğinin kendisine bildirilmesi ve bundan dolayı yaşadığı üzüntü konu edilmiştir. Emine Semiye’nin hayatının son yıllarına dair biyografik göndermelerin yoğun olduğu bu hikâyesinde imgesel söylem dikkat çekicidir. Bu durum biyografik göndergelerin imgenin gerçeklik alanını dönüştürücü işlevinden de kaynaklanmaktadır.



Keywords
Emine Semiye, “Emin” Hikâyesi, Biyografik Unsurlar, Ses ve Bakış İmgesi.
Kaynakça