ERDAL ÖZ’ÜN ROMALARINDA İZLEKSEL KURGU
(THE THEMATIC STRUCTURE IN THE NOVEL ENTITLED “ODALARDA” (IN THE ROOMS) BY ERDAL ÖZ )

Yazar : Dinçer Atay    
Türü :
Baskı Yılı : 2016
Sayı : 15
Sayfa : 19-41
    


Özet
İnsan, varoluşunu şuurla algılamaya başladığı andan itibaren benlik duyumsamasını da deneyimler. Bu durum akıl ve iradî tavır kavramları ile yakın bir ilişki içindedir. Ben’in inşasında görünüm kazanan olumsuzluklar, akla sahip olan insanın iradî tavır sergilemesini olumsuz etkiler. Bireyleşme problemlerinin somutluk kazandığı ve giderek arttığı modern çağda var olan insan, bu açmazlar neticesinde bir varoluş krizi ile yüzleşmek zorunda kalır. Bu varoluş krizini tecrübe eden kişi; aidiyet, sevgi ve sahiplenilme ihtiyacını da tatmin etmekte bir takım problemlerle karşılaşır. Modernizmin Türkiye’de somut olarak gözlemlendiği 1960’li yılların başında Odalarda romanını yayımlayan Erdal Öz, kurguladığı isimsiz kahramanla, modernizmin insanı tek tipleştirmesine karşılık ironik bir eleştiri getirir. İsimsiz olan roman başkişisinin aile kurumundan yoksun oluşu onun Ben’ini olumsuz yönde etkiler. Bu durum neticesinde bir varoluş kriziyle yüzleşen başkişi, kendine ve çevresine yabancılaşarak sömürüye ve yönlendirilmeye açık bir hale gelir. İnsanın yaratılış kodlarına olan cinsellik itkisiyle kendini gerçekleştirebileceğini sanan başkişi, sahip olduğu sanrılar neticesinde hiçleşir ve bunaltı hâlini deney/im/lemek zorunda kalır. Bu çalışmada mekânsal düzlemdeki bölünmüşlüğü de imleyen Odalarda romanında karşımıza çıkan; yabancılaşma, varoluşsal bunaltı, toplumsal eleştiri, sömürü ve cinsellik izlekleri değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler
Cumhuriyet Devri Türk Edebiyatı, modernizm, Erdal Öz, Odalarda, varoluş krizi, bunaltı.

Abstract
From the moment an individual begins to consciously perceive their existence, they also experience the sense of selfhood. This situation is in a close relationship with the concept of intellect and wilful attitude. The adversities which manifest in the construction of Self also adversely influence an individual when they display wilful attitudes. Currently existing in a modern age when individualisation problems become concrete and increase, humanity cannot escape facing an existential crisis as a result of such deadlocks. An individual who experiences this existential crisis also encounters a series of difficulties in satisfying the need of belonging, love and being embraced. Publishing his novel Odalarda (In the Rooms) in the beginning of the 1960s, when modernism was observed concretely in Turkey, Erdal Öz made an ironic criticism against the uniforming influence of modernism on humans through an unnamed hero that he created. As this unnamed protagonist is depraved of a family, this adversely influences his Self. Experiencing an existential crisis as a result of this situation, the protagonist becomes estranged from himself and his environment and becomes vulnerable to exploitation and manipulation. Supposing that he can actualise himself by the sexuality impulse, which is rooted in the creational codes of humans, the protagonist is gradually desensitised as a result of his delusions and doomed to depression. The current study assesses the themes of estrangement, existential depression, social criticism, exploitation and sexuality that we encounter in the novel Odalarda, which also alludes to the fragmentation on the spatial plane.

Keywords
Turkish literature in the republican period, modernism, Erdal Öz, Odalarda, existential crisis, depr